KEMENÇE USTALARI

SÜRMENELİ HASAN SANCAK USTA

KARADENİZ müziğinin önemli enstrümanlarının başında gelen kemençe yapımında usta olan Hasan Sancak’ın (64) ünü ülke sınırlarını aştı. Şu ana kadar 15 binin üzerinde kemençe yapan Sancak, aynı mahareti çalmaya gelince gösteremiyor.
Sancak, Trabzon’un Sürmene ilçesindeki mütevazî dükkânında yarım asrı aşkın bir zamandır el emeği göz nuru ile kemençeler yapıyor. Kemençe yapma merakı ilkokul 4. sınıfa giderken başlayan Sancak, o yaşlarda ağaç dallarından kemençe şeklinde figürler yaparmış. Kemençe merakı uğruna zaman zaman okulu astığını anlatan Hasan Sancak, “Evden okula giderken 15 dakika yürürdük. Ben çantamı arkadaşlarıma verir, okula gitmez, ağaç dallarından ve oymalarından kemençe şeklinde figürler yapardım. Yıl sonunda geometri hariç bütün derslerim zayıf geldi. Bu şekilde yeteneğimi fark ettim ve kendimi bu işe verdim” diyor.
Hasan usta, kemençe yapma konusunda hiçbir ustadan eğitim almadığını, yapılmış kemençelere baka baka kendini geliştirdiğine vurgu yapıyor. Ağacı, peyniri dilimleme rahatlığı ile şekilden şekle sokan Sancak, bugüne kadar değişik baş modellerinde 15 binin üzerinde kemençe yapmış. Timsah, hamsi, horoz ve insan şeklinde başı (burguluk) olan kemençeler yaptığını dile getiren Sancak, bir hatırasını şöyle anlatıyor: “Ağaçtan insan heykeli yaparım. Ama deftere onu çizemem. Bir gün, ‘Almancı’ diye tabir ettiğimiz Giresunlu bir iş adamı yanıma geldi. ‘15 tane kemençe yaptırdım. Aradığım gibi kemençeyi bulamadım. Bana bir kemençe yapabilir misin?’ dedi. ‘Yaparım’ dedim. Adam hâlâ kendince konuşuyordu, bir ara sinirlenerek ‘istersen kemençeye resmini bile koyarım’ dedim. Adamın resmini kabartma yaptım. Kemençeyi görünce de şaşkınlığını gizleyemedi; ‘isterse hiç ötmesin, benim aradığım buydu’ dedi.”

YUNANLILAR DÂVET ETMİŞ
2005 yılında Geleneksel El Sanatları Vakfı’nın isteği üzerine kemençe yapımı yarışması için Atina’ya gönderilmiş ve burada Yunanlıların işgüzarlığı neticesinde üçüncü olabilmiştir. Hasan usta bu olayı şöyle anlatıyor:


‘Beni havaalanında muazzam Türkçe bilen Yunanlı bir genç karşıladı. Çok lüks bir otele yerleştirildim. Orada sekiz gün kaldım. Elli altı yarışmacının elli beş’i Yunanlı, Türk olarak sadece ben vardım. Beş tane Yunanlı jüri üyesi vardı. Her bir jüri üyesi yarışmaya katılan kemençeleri alıyor, önce kendisi çalıyor puanını önündeki kâğıda yazıyor, sonra da kemençeyi yanındaki üyeye veriyordu. Sonunda da puanlar toplanıyordu. Birinci ve ikinciye para ödülü vardı. Üçüncüye ise para ödülü yoktu. Sadece belge veriyorlardı. Beni üçüncü seçtiler. Ama ne hikmetse daha sonuç açıklanmadan benim kemençemi satın aldılar. Yalnız, bir ortama kemençeci girince müthiş ihtimam gösteriyorlar. Yani sanatçıya değer veriyorlar. Bizdeki gibi değil’.

Ünü Türkiye sınırlarını aşmış olan Hasan usta, Yunanistan’dan dâvet aldığını söylüyor.
Kemençenin dünyada Türkiye ve Yunanistan’da üretildiğini kaydeden Sancak, “Kemençenin ana yurdu Türkiye’dir. Yunanlılar bizden almışlar. Yunanistan’da bu işi yapmam için bugünün parasıyla kaymakam maaşı kadar ücret teklif ettiler, fakat kabul etmedim. Dört telli ve kalın sesli kemençeyi benden daha iyi yapan olduğunu düşünmüyorum” şeklinde konuşuyor. Gelişen teknolojiye rağmen kemençe yapımını hâlâ elle sürdürdüğüne işaret eden Hasan Sancak, elde yapılanın makinede yapılandan çok daha kaliteli olduğunu savunuyor. Türkiye’nin yanı sıra Japonya, Yunanistan ve Fransa’ya kemençe gönderdiğine değinen Sancak, san'at ve siyaset dünyasından birçok ismin kendisinden kemençe aldığını dile getirdi.
Hasan usta, çok iyi kemençe yapmasına rağmen çalmasını bilmiyor. Çalmak için çok gayret ettiğini ancak bir türlü beceremediğini ifade eden emektar usta, yapan kişinin çalamayacağı iddiasında bulunuyor. Kemençeyi yaparken, tellerin üzerinde narince gezdiriyor yayını. “Yakın zamana kadar ustalığınıza rağmen kemençe çalamıyordunuz” diyoruz; “Hâlâ bilmiyorum ki” cevabını veriyor. “Bir şeyi tam yapamiysan, yaparım demeyeceksun” diye de ilâve ediyor. Yeni neslin mesleğe ilgisizliğinden yakınan Hasan Sancak, Sürmene Kaymakamlığı’nın girişimleriyle açılacak kurslarda çırak yetiştireceğini sözlerine ekledi.